Kozan Anavarza Kalesi
Kendi yalnızlığına terkedlip, define avcıları tarafından talan edilen Adana ili Kozan ilçesinde bulunan bir tarih Anavarza Kalesi yıkılmış dökülmüş neredeyse o güzelim kaleden şu an da ayakta kalan eser yoktur. Adana tarinine ne yazık ki Adana başta Milletvekilleri ve Adna insanı sahip çıkmamıştır.
Anavarza; Kadirli, Ceyhan ve Kozan ilçe
sınırlarının kesiştiği yerde, Kozan sınırları içerisinde bulunmaktadır. Sumbas
veya Kesik suyunun Ceyhan ırmağı ile birleştiği yerin 8 km. kuzeyindedir.
Kadirli'nin güneybatısında olup 22 km. uzaklıktadır. Yukarı Çukurova'nın
ortasında yükselen, çevreye hâkim, yüksekçe bir kaya tepesinin üstünde, muhteşem
bir kaledir. Anavarza Kalesi'nden diğer kaleler ve İskenderun körfezi
görülür.
Kale ve şehrin, M.Ö. 9. yüzyılda Asurlar
tarafından kurulduğu sanılmaktadır. Ancak Anavarza'nın tarihi, M.Ö. I. yüzyılda
Roma'nın eline geçtikten sonra önem kazanır. Ünlü doktor Dioskurudes ve şair
Optianus'un bu şehirde doğmuş ve yaşamış olduğu söylenmektedir. Burası
Bizans'lılar döneminde de önemli bir sınır kalesi haline gelmiştir. 704'te
Emevi'lerin, 758'de Abbasi'lerin buraya hâkim olduğu görülmektedir. Malazgirt
Zaferi'nden sonra Türk hâkimiyetine geçen Anavarza, 1097'de I. Haçlı Orduları
tarafından geri alındı. Feke'deki Ermeni Baronluğu Anavarza'ya indirildi ve
Kudüs yolunun emniyeti için burada Ermeni Prensliği kuruldu.
1129'da Danişmentoğulları tarafından tekrar
Türklerin hakimiyetine geçti. 1133'teki depremde büyük hasara uğradı. Bunun
üzerine Ermeni Prensliği Sis (Kozan) Kalesi'ne taşındı. Bu tarihe kadar Doğu
Çukurova'nın kaderine hâkim olan Anavarza, bu tarihten sonra önemini kaybederek
bir köy haline gelir. Halen varlığını Dilekkaya köyü olarak
sürdürmektedir.
1147'de 2. Haçlı Ordusu tekrar buraya hâkim oldu. 1210'da Selçukluların eline geçti. 1243'ten 1515'e kadar Türk beylikleri arasında sık sık el değiştirdi. 1515'te Osmanlı hâkimiyetine geçti.
Bugüne kadar gelen Anavarza kalıntıları, asıl kale ve alt kısımdaki surlar olmak üzere iki bölümdür. Kaleyi kuşatan surların doğu cephesindeki uzunluğu 1500 metreyi bulur. Yüksekliği 8-10 metre arasında değişen bu sur duvarları her 70 metrede bir olmak üzere 20 burçla desteklenmiştir. Dört kapısı vardır. Batıdaki kapı üç kemerli bir zafer takı şeklindedir. Kaleyi baştanbaşa kuşatan surlar çok uzundur.
1147'de 2. Haçlı Ordusu tekrar buraya hâkim oldu. 1210'da Selçukluların eline geçti. 1243'ten 1515'e kadar Türk beylikleri arasında sık sık el değiştirdi. 1515'te Osmanlı hâkimiyetine geçti.
Bugüne kadar gelen Anavarza kalıntıları, asıl kale ve alt kısımdaki surlar olmak üzere iki bölümdür. Kaleyi kuşatan surların doğu cephesindeki uzunluğu 1500 metreyi bulur. Yüksekliği 8-10 metre arasında değişen bu sur duvarları her 70 metrede bir olmak üzere 20 burçla desteklenmiştir. Dört kapısı vardır. Batıdaki kapı üç kemerli bir zafer takı şeklindedir. Kaleyi baştanbaşa kuşatan surlar çok uzundur.
Anadolu'da bu kadar uzun bir dış surla savunulan
kaleler yok denecek kadar azdır. Bu bakımdan Anavarza Kalesi'nin Anadolu
kaleleri arasında önemli bir yeri vardır. Duvarlar dıştan, küçük dörtgen
kulelerle takviye edilmiştir. Kulelerin yüksekliği duvarların yüksekliğine
eşittir. Kalenin iç tarafına giriş, küçük kapılardan yapılır. Kalenin iç
kısmında birinci bölümde askeri kışla, Ermeni prensi Toros'a ait üç nefli kilise
ve bazı Ermeni krallarına ait mezarlar vardır. İkinci bölümde askeri kışla ile
ilgili odalar, depo odaları ve su tankları yer almaktadır. Her iki bölümün
arasında kaya platformun üzerinde inşa edilmiş üç
katlı kule bulunur. Anavarza Kalesi Bizanslılar, Ermeniler ve Araplar tarafından onarım görmüştür.
katlı kule bulunur. Anavarza Kalesi Bizanslılar, Ermeniler ve Araplar tarafından onarım görmüştür.
Anavarza'ya biri Alapınar'dan 12, diğeri
Sumbas'ın gözünden 20 km. uzunluğundaki su kemerleriyle su getirilmiştir.
Dikkati çeken su kemerleri Romalılardan kalmadır. Şehirde Korint biçimde altı
sütunlu bir üçüncü asır zafer takı, Bizanslılardan kalma kaya kabartması
vardır.
Havari (Apostol) kiliseleriyle dış surların
içinde Roma döneminden kalma tiyatro, tapınak, saray ve hamam kalıntıları da
bulunmaktadır. I. yüzyıl Roma kaya mezarları, fresklerle süslenmiş mezarlar,
kilise ve sarnıç gibi eserler eski dönemden bugüne ulaşan kalıntılardır.
Kayalara oyulmuş mezarlarda, insan figürleri ve
cenaze töreni kabartmaları görülür. İç kalede de birçok kalıntılara rastlanır.
Anavarza köyü (Dilekkaya) içinde 18 çeşit deniz hayvanını gösteren "Anavarza
Mozaikleri, bulunmaktadır. Bunların 3.55 x 10.75 metre boyundaki bir havuz
tabanı için hazırlandığı sanılmaktadır. Yine aynı tür mozaiklerle başka bir
havuz tabanı oluşturan yunus balığına binmiş, eli kamçılı Eros ve deniz
tanrıçası Thetis mozaikleri de bulunmaktadır.
Sitede çok yararlı bilgiler ve makaleler var. Bunları üşenmeden yazıyor olmanız çok güzel. Gittikçe daha faydalı bir site olacağa benziyor. Fikir ve projeyi beğendim. Keşke benim aklıma gelseydi diyorum şimdi.
YanıtlaSilçok zaman aklımda olan bir kaç fikirden biri bu. Host şirketlerine güvenmediğim için blogger de açtım. Umarım yararlı olabiliriz
Sil